İnteraktif yönetim modeliyle sanayicileriyle teması pandemi döneminde de asla kesmeyen Kocaeli İMES OSB, KOBİ’lerinin yanında. Dünyada yaşanan üretim kesintilerine rağmen OSB’nin sağlık için katma değer ürettiğinin altını çizen Bölge Müdürü Onur Kesici, kriz döneminde yükselen dijital dönüşümün neye ihtiyaç duyduğuna da vurgu yaptı: “Endüstri 4.0 için ülkelerin yol haritasının olması şart.”
Koronavirüs’e 308 işletmesiyle kafa tutan, makine sektörünün güçlenmesi için yaptığı lobicilik çalışmalarıyla sektör sözcüsü kabul edilen Kocaeli İMES OSB, sanayicilerinin her daim yanında. İhtiyaç ve kapasite tespiti yaparak KOBİ’lerini diri tutan OSB’nin, sanayicilerine pazar araştırması ve proje konularında destek sunduğunu söyleyen OSB Bölge Müdürü Onur Kesici, sanayicilerden aldıkları geri dönüşleri verilerle desteklerini ifade etti. Tüm dünyada üretimler bıçak gibi kesilirken İMES OSB’nin maske ve siperlik üretimi gerçekleştirdiğini söyleyen Kesici, bölge sanayicilerine her anlamda koçluk yapmaya gayret gösterdiklerini dile getirdi. İleri Uygulamalı Mühendislik Mükemmeliyet Merkezi ile hem beşeri sermayeye hem de AR-GE’ye yatırım yaptıklarını söyleyen Kesici, modeli kurgularken iki önemli yapıdan ilham aldıklarını açıkladı. Yerli üretim ve ithal girdilerin azaltılması noktasında daha çok yol kat edilmesi gerektiğini ifade eden Bölge Müdürü, önemli bir noktaya parmak basarak sözlerini tamamladı: “Türkiye’de makine sektöründe 13 bin oyuncu var, Almanya’da 3 bin 100 oyuncu. Bizim makine sektörümüzün geçen yıl itibariyle ihracatı 17,1 milyar dolar; yani Türkiye’deki ihracatın yüzde 10’unu makineciler yapıyor. Almanya’nın makine ihracatı ise tek başına 300 milyar dolar. Böyle bir potansiyel var yeter ki firmalarımızın ölçeği gelişsin.”
MAKİNEYE LOBİ GÜCÜ
Makine sektörünün Bakanlık nezdinde gündem olması için sürekli lobicilik yaptıklarını söyleyen Kesici, İMES OSB’nin interaktif yönetim tarzı olduğunu söyledi. Kesici, “OSB’mizin izin altyapı sürecinin tamamlanmaya başlamasının akabinde, bölgemizdeki firmalara daha fazla ne tür katkılarda bulunabiliriz diye bir fikir oluşturmaya çalışıyoruz. Bu model karşılıklı etkileşimi çağrıştırıyor. Özellikle sanayicilerimizin ihtiyaçlarını, sıkıntılarını dinliyoruz; onlarla tüm konularda yapacağımız tüm programlarda istişare halinde bulunup tüm programlarımızı bu minvalde kurguluyoruz. Yönetim modeli temelinde bir veri çalışması var. Yani burada biz sanayicilerimizden aldığımız geri dönüşleri verilerle destekliyoruz” dedi. Firma ziyaretleri yaptıklarını söyleyen Kesici, “Bütün yönetim, katılımcıları dönem dönem ziyaret eder ve onların sıkıntılarını dinler. O minvalde bölgede üretim yapan firmalarımızı ziyaret ettik ve makine altyapılarını gördük. Sanayicilerimizin ölçeği de önemli. Akabinde profesyonel bir pazar araştırma firmasıyla teknik gezilere başladık ve devlet destekleri konusunda danışmanlık yapan bir firmayla firmalarımızı ziyaret ettik ve bu firmalarımızdan veriler aldık. Mesela bizim ürün ihracat kilogram bedelimiz 6,9 dolar. Yani Türkiye’de ürün ihracat kilogram bedeli 1,9 dolarken bizim 6,9 dolar. Bizim ihracatımızın ciroya oranı yüzde 34. İthalatımızın ciro oranı ise yüzde 29. Biz cari fazlası veren bir OSB’yiz. Bizim bölgemizde 52 farklı alanda ürün üretildiğini gördük. Savunma sanayinde büyük bir potansiyelimiz olduğunu gördük. Envanter çalışmasını ilk uyguladığımızda sahadan aldığımız dönüşler de bizim savunma sanayide çalışan firma sayımız 9’du. Bugün bu sayı 34, çünkü biz diğer firmalarımızda bu potansiyeli gördük ve onları çeşitli eğitimlerle çeşitli iş birlikleriyle bu alana kanalize ettik. Mesela savunma sanayi çalışmasının akabinde biz gidip savunma, uzay ve havacılık kümesi ile bir protokol imzaladık. Firmalarımızı bu kümeye entegre ettik. Daha sonra Tersaneler Genel Komutanlığı ile ASELSAN’da çeşitli programlar yaptık. Savunma Sanayi Başkanlığı ile çalıştık ve bu firma sayımızı artırdık. 2018 yılında KOBİGEL 4. çağrı döneminde Kocaeli’de desteğe hak kazanan firma sayısı 21’di. Bunların 17’si İMES’tendi çünkü bizler proje yazımlarına da destek olduk” diye konuştu.
EVVELA DOĞRU ADIM
Pandeminin dijital dönüşümü hızlandırdığını söyleyen Kesici, “Teknolojik hazır oluş seviyesi çalışması yaptık. Dijitalleşme ile ilgili çeşitli soru kalıpları bulduk ama onu ölçecek doğru bir test bulamadık. Sabancı, GTÜ ve Kocaeli üniversitelerimizle bu konuyu çalıştık. Firmalarımızın kapasitelerini ölçmeyi hedefledik ve soru kalıpları oluşturduk. Lakin yeni ayağa kalkmış çocuğa koşma öğretilmez. Önce doğru adım atmayı öğrenmeliler. Bu sebeple Endüstri 2.0 seviyesindeki firmaya 3’ü, 4’ü aşılamaya çalışırsanız burada ciddi bir verimlilik kaybına sebep olursunuz. Zaten Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri bu. Çeşitli birim toplantılarıyla burada bir yol haritası oluşturacağız. Bu konuda bize fikir verecek Bilişim Vadisini de bu sürece katıyoruz. Hâlihazırda firmalarımızın teknoloji kapasitesini ölçecek soru setlerini hazırladık ve 34 firmaya uyguladık” şeklinde konuştu.
BEŞERİ SERMAYE YATIRIMI
Makina sektörü için istihdamın nitelikli olması gerektiğini söyleyen Kesici, “Kalıpçı, kaynakçı, CNC operatörleri vb. hep nitelikli ara eleman vasfına ait kişiler. Beşeri sermaye çok kolay yetişmiyor. Endüstri 4.0’ın da, hâlihazırdaki yürüyen tüm süreçlerin de temelinde var. Yani beşeri sermayesi güçlü olan toplumlar güçlü oluyor ve müreffeh toplumlar oluyor. Bizim beşeri sermayemizi öncelikle toplu olarak yani ülke olarak sonra da bölge olarak geliştirmemiz lazım. Biz de beşeri sermayeye önemli yatırımlar yapıyoruz. Burada sanayicilerimizle yaptığımız görüşmelerde nitelikli ara eleman probleminin en önemli problemlerden biri olduğunu tespit ettik. Tabi bunu birçok sektör söylüyor ama özellikle makine sektöründe, elektronik sektörlerinde bu önem arz ediyor” ifadelerine yer verdi. Bu veriler ışığında İleri Uygulamalı Mühendislik Mükemmeliyet Merkezini kurduklarını anlatan Kesici, “Burada nitelikli ara eleman, ortak AR-GE merkezi ve danışmanlık faaliyetlerinin yürütüleceği toplam bir çalışma bu. Böyle bir merkeze ihtiyacımız olduğunu tespit ettik. Ortak AR-GE merkezi ihtiyacımız oluyor çünkü bizim firmalarımız küçük ölçekli yani çeşitli testlerin ve yazılımlarının yapılması gerek ama firmaların bunu satın alacak gücü yok. Bir de aynı ürün niteliğine ait ürün üretildiği için firmalar aslında bunu ortak olarak kullanılabilirler. Bu üçünü kapsayan üç çalışmanın temelini 2017 yılında attık. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı güdümlü proje desteğiyle böyle bir çalışmayı başlattık. 16 milyon lira bir bütçe oluşturduk. Bunun 6 milyon lirasını biz vereceğiz, 10 milyon lirasını da Sanayi Bakanlığından alacağız. Önümüzdeki yıl hayat bulacak ve biz burada nitelikli ara eleman yetiştireceğiz, ortak AR-GE merkezi olacağız ve danışmanlık hizmeti yapacağız” dedi. Yapının sadece AR-GE değil, içinde nitelikli insan, beşeri sermaye ve danışmanlık hizmeti de barındırdığını söyleyen Kesici, “Önemsiyoruz çünkü firmaların yol göstericiye ihtiyacı var. Bu bizim biraz özellikle kurguladığımız bir model. Örnek aldığımız yapılar BUTGEM ve Ankara’daki model fabrika” bilgisini verdi.
N-95 ÜRETİYOR
Kovid-19 Türkiye’ye girmeden OSB olarak önlem almaya başladıklarını söyleyen Kesici, “Beklenti oluştu, sanayicilerimize bilgilendirme çalışması yapmaya özen gösterdik. Kendilerine yazılar yazdık süreç başlamadan. Maske temin ettik. Devlet maskeler dağıttı ama biz onlardan önce sanayicilerimize kimse bulamazken maskelerden dağıtabildik. Ateş ölçerler aldık firmalarımıza, ödemeler noktasında destek olmaya çalıştık çünkü sanayicilerimiz zor durumdalardı. Anlık bildirimlerde bulunmak için gruplar kurduk, sosyal medya aracılığıyla duyurmaya çalıştık. Özellikle kaymakamlıklar ve valilikler ile aradaki koordinasyonu sağlamaya çalıştık. Sanayicilerimize çok fazla sıkıntı yansıttığımız kanısında değilim, çalışmak isteyen sanayicilerimiz çalıştı. Dünyada işler dururken bizim burada sanayicimiz o kadar esnek ki maske üretimine geçti, siperlikler üretti. Türk sanayicisinin çok esnek bir yapısı var. Avrupa’ya Hindistan’dan ya da Uzakdoğu’dan gelen ürünlerde birtakım azalmalar oluştuğunu görmüşsünüzdür. Bunların bazı kalemleri Türkiye’ye kaydı ve bizim bazı firmalarımızın potansiyeli arttı” değerlendirmesini yaptı. Hafta sonları firmaların yüzde 30 ila 40’ının çalışmak için OSB’ye başvurduğunu söyleyen Kesici, “Bu kadar talep olacağını düşünmemiştik. Çeşitli hastanelere bağışlarda bulunduk. Solunum cihazları aldık, maskeler gönderdik. N-95 gibi zor bulunan, bölgemizde üretilebilen maskeler gönderdik. Köylere kadar yıkamalar yaptık” dedi.
GİRDİLER HEP İTHAL
İlk envanter çalışmasının sonucuna göre en fazla kullanılan ürünün paslanmaz çelik olduğunu söyleyen Kesici, “Ne yazık ki Türkiye’ye paslanmaz çelik ithal geliyor. Plastik ve türevlerini, küçük salvo motorları da ithal ediyoruz. Ne yazık ki girdilerimizin birçoğu ithal. Özellikle kamu destekli yatırımlar minvalinde oluşursa, bu ürünlere yurtdışından para ödemek zorunda kalmayız. Özellikle savunma sanayinde paslanmaz çelik çok önem arz eden bir ürün ve zaman zaman ithal etmekte zorlanıyor sanayicilerimiz. Bizim ithalatımıza ciro oranı yüzde 29 demiştim, bu daha da düşecektir” diye konuştu. İhracat oranlarının ithalattan yüksek olduğunu söyleyen Kesici, “Ana neden ürettiğimiz ürünlerin niteliği. Makine sektörü katma değerli bir sektör, yani sanayileşmenin temeli; elektroniği de besliyor yazılımı da besliyor. Biz 100’ün üstünde ülkeye ürün satabiliyoruz. Böyle bir potansiyel var yeter ki firmalarımızın ölçeği gelişsin. Sadece üzüldüğüm nokta şu; Türkiye’de makine sektöründe 13 bin oyuncu var, Almanya’da 3 bin 100 oyuncu var. Bizim makine sektörümüzün geçen yıl itibariyle ihracatı 17,1 milyar dolar; Türkiye’deki ihracatın yüzde 10’unu makineciler yapıyor. Almanya’nın makine ihracatı ise tek başına 300 milyar dolar. Endüstri 4.0’ın temel mottosu birleşirse firmalarımız bu anlamda iş birliklerini artırırlarsa dönüşüm büyük olur” ifadelerine yer verdi.
Kaynak:
https://www.sanayigazetesi.com.tr/sanayi/dunya-durdu-imes-uretti-h23667.html